CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, kendisi hakkında dava açan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı
Kayseri Milletvekili Mehmet Özhaseki’nin belediye başkanlığı döneminin araştırılması için TBMM
Başkanlığı’na Araştırma Önergesi verdi. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Arık, Özhaseki’ye
seslenerek, “Dün FETÖ yargısının arkasına sığınanlar bugün saray yargısından medet umuyor. Yüreğin
varsa araştırma önergemize destek ver. Ver de kim FETÖ’ye insan kaynağı sağlamış, kim imar
değişiklikleriyle rant kazandırmış, kim Pensilvanya’ya gitmiş görelim” dedi.
CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin FETÖ’ye sağladığı desteklerin
araştırılması için Araştırma Önergesi hazırlayarak, meclis başkanlığına gönderdi. AK Parti Genel
Başkan Yardımcısı Kayseri Milletvekili Mehmet Özhaseki’nin kendisine, açtığı davayı hatırlatan Arık,
Özhaseki’ye çağrıda bulunarak, araştırma önergesine destek vermesini istedi. Konuyla ilgili
değerlendirmelerde bulunan Arık, “Dava açmak AK Parti’nin bir rutini haline geldi. Bunlar FETÖ’den
FETÖ bunlardan çok şey öğrendi. Dün FETÖ yargıyı silah gibi kullanıyordu, bugün bunlar. Ama bu
FETÖ taktikleri bizi yıldıramaz, susturamaz. Çünkü bizim saçma sapan sorularla bu ülkenin vatansever
çocuklarını eleyip, FETÖ’nün kirli çocuklarını devletin kritik noktalarına yerleştirenlerle hesabımız var.
Kimse bizden uyum adı altında AKP’nin kirli siyasetini onaylamamızı beklemesin. Ne korkacağız, ne
susacağız. Gerçekleri haykırmaya devam edeceğiz. Bir milim geri adım atan namerttir” diye konuştu.
Özhaseki’nin FETÖ’ye insan kaynağının yanı sıra rant sağladığını, FETÖ’nün etkinliklerinde boy
gösterip, imar değişiklikleri ile FETÖ’ye destek verdiğini ifade eden Arık, açıklamalarını şöyle
sürdürdü: “Özhaseki’nin avukatı yaptığı açıklamada, ‘Sayın Mehmet Özhaseki, 25 yıllık kamu
görevinde kesinlikle FETÖ’ye bir kuruş yardım etmemiş ve 1 metrekare arsa vermemiştir. Asla
FETÖ’nün, örgüte üye devşiren buluşmalarına, sohbetlerine katılmamıştır’ diyor. Madem bu kadar
kendinizden eminsiniz, madem abdestinizden şüpheniz yok, gelin araştırma önergemize destek verin.
Destek verin de ‘FETÖ’ye bir kuruş yardım yapmadım’ diyen Özhaseki’nin ‘Gülen Yüzler Projesi’ adı
altında FETÖ’ye nasıl rant sağladığını araştıralım. Sadece rant mı? Kayseri’nin pırıl pırıl çocuklarını
nasıl FETÖ’nün kucağına yittiğini, örgüte nasıl eleman devşirdiğini de araştıralım. Madem bir metre
kare arsa vermediniz, Araştırma Önergemize destek verin de FETÖ ile el ele verip yaptığınız imar
değişiklikleri ile fakirin fukaranın evine, arsasına nasıl çöktüğünüzü ortaya koyalım. Sayın Avukat,
Özhaseki için, “Örgüte üye devşiren buluşmalarına, sohbetlerine katılmamıştır” diyor. Madem bu
kadar eminsiniz, Araştırma Önergemize destek verin de Özhaseki’nin kime hayran olduğunu, gittiği
ülkelerde kimlerin okullarını ziyaret ettiğini bir bir ortaya serelim. Araştırma Önergemize destek verin
de, ‘Kayseri Türkiye’nin Pensilvanya’sıdır’ diyen AK Parti milletvekilinin, yol arkadaşınızın ne demek
istediğini, Kayseri’deki FETÖ’yü ortaya çıkartalım. Onur, şeref ve saygınlığının zedelendiğini söyleyen
Özhaseki’ye çağrımız var: Hodri meydan onur, şeref ve saygınlığın için araştırma önergemize destek
ver. Abdestinden şüphen yoksa, saray yargısının arkasına sığıma. Milletin Meclisi bu konuyu incelesin,
haklı haksız belli olsun…” diye konuştu.
Arık, TBMM Başkanlığı’na verdiği Araştırma Önergesi’nin gerekçesini ise şu ifadelerle anlattı:
“Türkiye, 15 Temmuz 2016 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ve devlet kurumlarının içine sızmış
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarının hain darbe girişimini yaşadı. 250 vatandaşımızın şehit,
2193 vatandaşımızın gazi olduğu bu vaka her yönüyle incelenmeli ve gerekli dersler çıkartılmalıdır.
Ancak ülkemizde siyasi kaygılarla darbe girişimi ve Türkiye’yi bu sürece götüren ihmaller, hatalar
gerçek anlamda araştırılmamıştır. Örneğin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ ile ilgili
hazırlanan raporda örgütün öncelikle okul çağındaki çocuk ve genç kesim üzerinde yoğunlaştığı
vurgusu yapılırken; örgütün bunu yaparken hangi yöntemleri kullandığı konusunda ciddi çalışma yapılmamıştır. Oysa, bir dönem dershaneler kanalıyla bu hedefine ulaşan FETÖ’nün 2002 yılı
sonrasında çocuk ve gençlere ulaşmak için kamu kurum ve kuruluşlarıyla işbirliği yaptığı gerçeği göz
ardı edilmiştir. Bu noktada Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin “Gülen Yüzler Projesi” adı altında
düzenlediği çalışma mercek altına alınması gereken önemli bir konudur. FETÖ elebaşının soyadının
verildiği projede Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin o dönem cemaat olarak adlandırılan yapı ile
işbirliği yaptığı bilinmektedir. 23 Mayıs 2013 tarihinde Kayseri Büyükşehir Belediyesi proje ile ilgili
olarak yaptığı açıklamada; “Proje kapsamında eğitim verilecek öğrencilerin belirlenmesi amacıyla 25-
26 Mayıs'ta seviye tespit sınavı düzenlenecek. 13 ayrı şubede yapılacak sınavlara katılmak isteyen
öğrenciler, 24 Mayıs Cuma gününe kadar başvuruda bulunabilecek. Ortaokul 6. sınıftan başlayarak
üniversite hazırlık kurslarına kadar geniş bir yelpazede verilen eğitimler için bu yıl 5 binin üzerinde
öğrenci başvuru yaptı” deniliyordu. Bu açıklamadan da anlaşılacağı üzerine FETÖ, Kayseri Büyükşehir
Belediyesi aracılığıyla bir anda binlerce çocuk ve gence ulaşabiliyordu. Burada FETÖ sadece insan
kaynağına ulaşmakla kalmayıp, ciddi anlamda da ekonomik kazanç sağlıyordu. Elbette FETÖ’nün
belediyeler üzerinden yaptığı maddi kazanç SBS kursları ile de sınırlı değil. Yapılan imar değişiklikleri
ile de, hatta AK Parti’nin milat olarak kabul ettiği 17/25 Aralık süreci sonrasında da, FETÖ’ye rant
sağlandığı görülüyor. Dershaneye çocuğunu gönderen polis memurunun, sendikaya üye olan
öğretmenin işinden aşından olduğu bir süreçte FETÖ ile işbirliği yapan, FETÖ organizasyonlarında boy
gösteren, yurt dışında FETÖ’yü ziyaret edip, FETÖ adına himmet toplayan, FETÖ etkinlikleri
düzenleyenlerin hiçbir şekilde sorgulanmaması ise adalet olgusuna darbe vurmaktadır.
Kurulacak olan Araştırma Komisyonu ile FETÖ’nün Kayseri Büyükşehir Belediyesi ile işbirliği içinde
yaptığı çalışmaların ortaya çıkartılması, sorumluların tespiti ve Türkiye’nin yeniden 15 Temmuz gibi
acı bir deneyim yaşamasının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.”