Bugün sağanak yağmurların kendini gösterdiği bir güne uyandık. Her yağmur yağmaya başladığında rahmetin bereketin şehrimize nüfuz ettiğini düşünerek, imgeleyerek zihnimi bedenimi rahatlatıyorum. Hatta vakit ayırıp bu huzura kulak kesildiğimde terapi etkisi olduğunu da söylemek mümkün. Üzülerek duyu organlarımızı yeterince dinlemediğimizi farkettim. İmgelemelerin hayatımızda çok önemli yeri olduğunu bilerek, zamanla bunu yitirmeye başlıyoruz üzülerek .Geçen gün arkadaşımızla sohbet ederken kısa bir uygulama yaptık adı topraklama uygulamasıydı. Bedenimizi tüm negatif enerjilerden arındırıp duyu organlarımıza odaklanarak; görme tad alma işitme organlarımızı geliştirmek için çalışma yaptık. Ve gerçekten şunu farkettim iş hayatının, günün yoğunluğu yüzünden bakıyor ama görmüyoruz. Ayrıntıları koşuşturmalar arasında hızla kaçırıyoruz hızlı yaşam derken. Eskilerin söylediği bir söz vardı ki; etrafa gereksiz görüntülere çok fazla bakmaktan hafızamızı da kaybetmeye başladık. Damak tadımız da gereksiz hazır gıdaların esiri oldu. Bu yüzden tad alma duyularımız da yitirmeye başladık. En son atlatmış olduğumuz covid de bunun çabası…İşitme konusuna gelince her organımızdan sorumluyuz hepsi Allah’ın bizlere bahşettiği mucizevi sistemler. Onları kullanırken ne kadar dikkat edebiliyoruz. Güzel şeyler dinleyip, işitip güzel konuşuyor muyuz? Dedikodu gıybet gereksiz ne kadar meziyet var ise bunların vücuda getirilmesi ruhumuzu da zedelemiyor mu?
"Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen, hayatından lezzet alır." Yani niyeti halis olan kişi güzel bakmaya güzel görmeye de niyet eden kişi anlamına gelir.
Bizi diğer insanlardan ayıran fark da budur. Hayatta başınıza gelen olaylardan veya yaşadıklarınızdan değil; farkınız, karşılaştığınız her duruma verdiğiniz tepkinin “niteliği”nden, yani “güzel görme-görmeme” davranışından kaynaklanıyor. (Mesnevi-i Nuriye, Onuncu Risale)
Yeri gelmişken günlük konuşma dilinde en çok hata yaparak kullandığımız bir atasözü var ki Güzele bakmak sevap şeklinde bilinir aslı şudur; ‘’Güzel bakmak sevaptır.’’
Değilmi ki hayatta yaşayacağımız her olay bizler için imtihan ve bizim hatta karşı tarafın bize verdiği tepkiler yeri gelir ki o kişilerin imtihanı olur. Döner dolaşır söylediği şeyleri yaşar insan.
’’ Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner.’’
Yaşam alanımızda mümkün mertebe büyük konuşmamak boyundan büyük laflar etmemek gerekir. Birilerine tepeden bakıp ahkam kesmeyi özgüven zanneden insanların sonu zarar ve ziyandır. Değil mi ki gereksiz algı etiketlemeler yaşam alanlarımız mercek altına alan toplumsal baskı yaşam kalitemizi düşüren, enerjimizi kapatan ,mutluluğun kapılarını yüzümüze kapatan bir niteliksiz davranışlar bütünüdür. Bunların sürekli hale getirilmesi ve sizi içine çekmeye çalışması zihinsel bütünlüğünüzü, doğru düşünme kabiliyetiniz de kaybetmenize yol açar. Bunu aşabilmenin en güzel yönetimi hayatımızda olumlu olaylara başarılarımıza odaklanmaktır. Kurbağa hikayesinde olduğu gibi :
Zamanın birinde bir gün kurbağaların yarışı varmış. Hedef; çok yüksek bir kulenin tepesine çıkmakmış. Bir sürü kurbağa da arkadaşlarını seyretmek için toplanmış ve yarış başlamış.
Gerçekten seyirciler arasında hiçbiri yarışmacıların kulenin tepesine çıkabileceğine inanmıyormuş. Sadece şu sesler duyulabiliyormuş:
"Zavallılar! hiçbir zaman başaramayacaklar!''
Yarışmaya başlayan kurbağalar kulenin tepesine ulaşamayınca teker teker yarışı bırakmaya başlamışlar. İçlerinden sadece bir tanesi inatla ve yılmadan kuleye tırmanmaya çalışıyormuş. Seyirciler bağırmaya devam ediyorlarmış:
"Zavallılar! hiçbir zaman başaramayacaklar!"
Sonunda bir tanesi hariç, hepsinin ümitleri kırılmış ve bırakmışlar. Ama kalan son kurbağa büyük bir gayret ile mücadele ederek kulenin tepesine çıkmayı başarmış. Diğerleri hayret içerisinde bu işi nasıl başardığını öğrenmek istemişler. Bir kurbağa ona yaklaşmış ve sormuş;
"Bu işi nasıl başardın?" diye.
Kurbağa cevap vermemiş.. Bir daha sormuşlar.. Yine cevap vermemiş..O anda farkına varmışlar ki; kuleye çıkan kurbağa sağırmış!
Siz siz olun Duymak isteyenlere karşı sözünü esirgemeyin ama sizi olumsuz enerjiye çeken olmayacak yapamayacaksın diyen kişilere karşı hep sağır kalın.