Kayseri, binlerce yıllık tarihi ve kültürel mirasıyla ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor. Şehirde bulunan tarihi yapılar, hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.

Kayseri Kalesi ve Surları, Bizans döneminde 6. yüzyılda inşa edilen ve 1224 yılında Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad tarafından yeniden yaptırılan önemli bir yapıdır. Kale, Kayseri’nin geçmişini gözler önüne sererken, tarih severler için adeta bir açık hava müzesi niteliğindedir.

Döner Kümbet, 1289 yılında Alaeddin Keykubat'ın kızı Prenses Şah Cihan Hatun adına yaptırılmıştır. Türk sanatının en zarif örneklerinden biri olarak kabul edilen bu yapı, her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor.

Kayseri’nin en eski sivil mimari örneklerinden biri olan Etnografya Müzesi (Güpgüpoğlu Konağı), Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait eserleri barındırarak geçmişe ışık tutuyor.

Atatürk Evi ve Müzesi, Mustafa Kemal Atatürk'ün 19-20 Aralık 1919 tarihlerinde Kayseri'ye gerçekleştirdiği ilk ziyareti anısına müzeye dönüştürülmüştür. Bu tarihi konak, Atatürk'ün hatırasını yaşatmaya devam ediyor.

Selçuklu döneminin önemli sağlık yapılarından biri olan Gevher Nesibe Tıp Tarihi Müzesi, dünyanın ilk şifahanesi olarak biliniyor. Bu müze, tıp tarihine ilgi duyanlar için eşsiz bir durak niteliğinde.

Alperenler Yazıcıoğlu’nu unutmadı Alperenler Yazıcıoğlu’nu unutmadı

Kayseri’nin bu tarihi değerleri, hem kültürel mirasa sahip çıkmak hem de geçmişin izlerini sürmek isteyenler için önemli bir fırsat sunuyor.