Saadet Partisi Kayseri İl Başkanlığı tarafından organize edilen ve çok sayıda Filistin gönüllüsünün katılımı ile gerçekleşen basın açıklamasında İsrail’in yegâne hedefi bölge ülkelerini kana ve gözyaşına boğmak olduğu ifade edildi.

Saadet Partisi Kayseri İl Başkanı Baki Coşkun, “İsrail'in 7 Ekim'den itibaren Gazze'de başlattığı işgal maalesef ki tüm acımasızlığı ile devam etmektedir. Yakın tarihin en acımasız ve en vahşi işgali; bugüne kadar on binlerce mazlumun canını almıştır. Siyonist rejim kadın, çocuk, yaşlı demeden hunharca katliamlar yaptı, yapmaya da devam ediyor. Hastaneleri, camileri, kiliseleri, okulları ve mülteci kamplarını dahi hedef alan terör devleti; tüm dünyanın gözü önünde bütün savaş suçlarını işlemiştir. İsrail hapishanelerinde Filistinli mazlumlara uygulanan işkence ve tecavüzler ise artık uygulanan zulmün ne denli korkunç olduğunu gözler önüne sermektedir. Evet! Gazze'de bir soykırım vardır ve bu soykırım tüm dünya devletlerinin gözü önünde yapılmaktadır. Daha önce nice İslam ülkesinde yaşananlar bugün Gazze'de tekrar etmektedir. İnsanlığın, vicdanın ve uluslararası hukukun yok sayılarak işlendiği bu katliamlar, şimdiden tarihe kara bir leke olarak geçmiştir. İsrail barışı, huzuru ve uluslararası hukuku hedef alarak tüm dünyayı büyük bir kaosa çekmektedir.” dedi.

Kayseri Büyükşehir Belediyesi öğretmenleri unutmadı Kayseri Büyükşehir Belediyesi öğretmenleri unutmadı

 

Baki Coşkun, “Bütün bunlar yaşanırken bizler Batı'nın iki yüzlü tutumuna bir kez daha şahit olduk. Rusya-Ukrayna savaşında tüm dünyayı ayağa kaldıran ABD ve Batı; aylardır uygulanan soykırımı açıkça desteklediğini her fırsatta dile getirmiştir. Sözde demokrasinin ve medeniyetin beşiği olanlar; uygulanan kan dondurucu vahşete alkış tutmaktadır. Soykırımla, işkencelerle ve katliamlarla maruf olanların İsrail'i desteklemesi bizleri şaşırtmamıştır. Tarihleri kötülükle yazılanların, bugün katil Netanyahu'ya alkış tutması sadece ve sadece Batı'nın gerçek yüzünü göstermiştir. Geçmişinde nice caniler bulunduranlar tabii ki de Netanyahu'yu alkışlayacak, zulme destek verecektir. Uluslararası Adalet Divanı'nın bile savaş suçu işlendiğine hükmettiği bir dönemde soykırımı açıktan desteklemek İsrail'i daha da cesaretlendirmiştir. Katil Netanyahu'nun ABD Kongresi'nde bir kahraman gibi karşılanması ise işgale verilen desteği bir kez daha tüm dünyaya ilan etmiştir. Batı'nın bu ikiyüzlü politikası geçmişten beri aşina olduğumuz bir durumdur. Fakat İslam ülkelerinin aylardır kınamaların ötesinde bir adım atmaması, yaşananları sadece izlemesi ve hatta kimisinin ticarete dahi devam etmesi Müslümanların vicdanını yaralamıştır. Ülkemiz de başta olmak üzere ticarete devam eden bazı İslam ülkeleri; İsrail'in işlediği tüm suçlara ortak olmuştur. Silah sanayisinde kullanılan malzemeleri bile gönderen iktidar, tüm uyarılara rağmen aylarca ticarete devam etmiştir. "İsrail'le ticaret, Filistin'e ihanet." diyerek bu duruma tepki gösterenlerin darp edilerek göz altına alındığına dahi şahit olduk.” ifadelerini kullandı.

“Filistin haklının özgürlük mücadelesi süresince, iktidar partilerinin mensupları ve sayın Cumhurbaşkanı, her söyleminde Filistin halkının yanında olduğunu ifade etmesine rağmen, soykırımın başlamasından bu yana, Katil israili durduracak somut hiçbir eylem ortaya koymamıştır.  Savaşın başlamasından itibaren, Siyonist eşkıyaların iç çamaşırına varıncaya kadar her türlü ihtiyacı maalesef Türkiye’den temin edilmiştir. Kamuoyundan gelen yoğun tepkiler üzerine sayın Cumhurbaşkanı, ticareti durdurduk demesine rağmen halen ticaret devam etmektedir. Başta demir çelik ve silah parçaları olmak üzere, çimento, su, gıda maddeleri ticaretinin devam ettiği herkesin malumudur. İsrailin petrol ve enerji ihtiyacı halen daha Türkiye üzerinden karşılanmaktadır.  Amerika, katil israile sağladığı her türlü destekte İncirlik üssünü kullanmaktadır. Kürecik radar üssünden, katil israilin güvenliğini sağlayacak radar bilgileri sağlanmaktadır. İktidar, halen daha İsrail ile diplomatik ilişkileri kesmemiş, askeri-ticari ambargo kararı almamıştır. Hava sahamız, deniz ve kara sahaları İsraile ve destekçilerine kapatılmamıştır.” dedi.

İktidara çağrıda bulunan Coşkun, “Buradan iktidara sesleniyoruz; İsrail ancak güçten anlar. Bu sebeple Siyonist terör örgütüne karşı somut adımlar atılmalı, ülkemizin gücü gösterilmelidir. Bu çerçevede; diplomatik ilişkiler kesilmelidir. Ticari ambargo kararı alınmalı, ticaret tamamen sona erdirilmelidir. Hatta ülkemizin kara, hava ve deniz sahası kullanılarak katil israile lojistik destek sağlanmasına engel olunmalıdır. Petrol vanaları acilen kapatılmalı, enerji temini durdurulmalıdır. İncirlik ve Kürecik üsleri başta olmak üzere tüm NATO üslerinden, katil israile verilen her türlü destek durdurulmalıdır.” dedi.

 

Baki Coşkun, “İslam ülkelerinin bu sessizliği, Katil İsrail'e cesaret veren en başat unsur olmuştur. İslam İşbirliği Teşkilatı'nın yaşanan her vahşeti sadece kınamakla geçiştirmesi, soykırımın değirmenine su taşımaktan başka bir işe yaramamıştır. Bizler Necmettin Erbakan Hocamızın ilk günden itibaren söylediğini söylemeye, bölge ülkelerini ikaz etmeye devam ediyoruz. Ve diyoruz ki; İsrail'in yegâne hedefi bölge ülkelerini kana ve gözyaşına boğmaktır. Bugün zulme göz yumanlar, siyonizmin bir sonraki hedefi olduğunu unutmamalıdır. Bugün Yemen'i, Lübnan'ı, Filistin'i, Suriye'yi ve İran'ı hedef alan terör devleti; yarın Mısır'ı, Türkiye'yi, Suudi Arabistan'ı ve diğer İslam ülkelerini hedef alacaktır. İsrail bölgemiz için en büyük tehdittir ve her devlet için en büyük beka sorunudur. Güvenliğini Filistin'den başlatmayanlar, yarın emniyette olmayacaktır. Kudüs'ü sahiplenmeyen, işlenen soykırımın karşısında durmayan ve somut hiçbir adım atmayan her yönetim; günü gelince pişman olacaktır. Çünkü İsrail'in hedefi sadece Filistin değil, tüm Müslüman coğrafyadır. Bunu da Büyük İsrail Projesi olan BOP’un eliyle işletmektedir. O yüzden diyoruz ki; Bugün Gazze yarın Türkiye, İsraile karşı BOP’a dur de! Bu hakikati yıllardır tüm İslam ülkelerine anlatmaya çalışan, hayatını Filistin'in özgürlüğü için adayan Şehit Komutan İsmail Haniye'nin şehadeti, bölgemizdeki ateş çemberinin gittikçe büyüyeceğini göstermektedir. Bir kez daha söylüyoruz; İslam ülkeleri için birlik ve beraberlikten başka çıkar yol yoktur. Batı'nın ve siyonist rejimin böl, parçala, yok et stratejine karşı; birlik, bütünlük ve cesaret anlayışı dışında kurtuluş olmayacaktır. Kurtuluşun tek yolu vardır. Şahsiyetli bir dış politika ile İslam Birliğinin kurulmasıdır.” şeklinde konuştu.