“Kadına yönelik şiddet ile mücadele etmek amacıyla 5 Aralık 2020 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak, İstanbul Sözleşmesi’nin bir maddesini hayata geçirdik” diyen Sunu, “Genel Merkezimizde 'Alo Şiddet' hattı kurduk. Yaşama hakkının en temel hak olduğundan yola çıkarak projemize 'YaşamHak' adını verdik. 444 82 85 numaralı hattımızı arayan tüm şiddet mağduru kadın ve çocuklara, 7/24 ücretsiz destek hizmetleri sunuyoruz. Şiddet gören kadınların karakollarda, savcılıklarda, hastanelerde, adliyelerde yanlarında oluyoruz. Kadına ve çocuğa yönelik şiddet davalarını, mağdurlar ve aileleri ile dayanışma içinde takip ediyoruz. Şiddet mağduru çocuklara eğitim ve burs desteği verilmesine katkı sağlıyoruz. Projemiz kapsamında sivil toplum örgütleri, meslek odaları, barolar ve yerel yönetimlerle 100’ü aşkın protokol imzaladık. Bugüne kadar en az 6 bin 500 kadının hayatına bire bir dokunduk. Kadınların şiddet sarmalından kurtulmasına, ailelerin duruşma salonlarında yalnız kalmamasına ve çocukların eğitim hakkına ulaşmasına vesile olduk. 5 Aralık 2021 tarihinde size duyurduğumuz gibi Yaşam Hak mobil uygulamasını da hayata geçirdik. Böylece mağdurlara bir tuş yakınlığında olduk. Uygulama sayesinde, en yakın mesafedeki kadın kolları yöneticilerimizle bağlantı kurmalarını, hakları konusunda bilgi almalarını sağladık. Gerektiğinde kolluk kuvvetlerini harekete geçirdik. Şimdi yeni bir uygulama ile projemizi daha da güçlendiriyoruz. Kendini güvende hissetmeyen tüm kadınlar için harekete geçiyoruz. Biliyoruz ki; bu memlekette sokakta yalnız yürürken arkasında ayak sesleri duyduğunda tedirgin olmayan tek bir kadın bile yoktur. Otobüste, dolmuşta son yolcu olarak kaldığında ürkmeyen bir kadından bile söz edemeyiz. Ne acı değil mi? Her kadın kendini Özgecan Aslan’ın veya Başak Cengiz’in yerine koymuştur” şeklinde konuştu.
“ŞİDDET MAĞDURU KADINLARIN YANI SIRA KENDİNİ GÜVENDE HİSSETMEYEN KADINLARA DA ÇARE OLACAĞIZ”
Yaşam Hak projesi kapsamında, artık şiddet mağduru kadınların yanı sıra kendini güvende hissetmeyen kadınlara da çare olacaklarını dile getiren Sunu, şunları söyledi: Toplu taşımada, sokak lambasının yeterli olmadığı bir yerde ya da yalnız yürürken ürken tüm kadınlara sesleniyorum: Yalnız Değilsin, Biz Varız! 444 82 85 numaralı hattımızda size eşlik edecek olan bir kız kardeşiniz var. Kendinizi güvende hissetmediğiniz her yerde telefonun diğer ucundan size destek olacağız. Bir olumsuzluk yaşandığında kolluk kuvveti ile doğrudan iletişime geçerek, can ve mal güvenliğinizin sağlanmasını temin edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi hukuksuz bir kararla fesih edildiğinden bu yana en az 500 kız kardeşimiz katledildi. Muğla’da okuyan üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in katili ceza indirimi ile ödüllendirildi. Bu karar vicdanları sızlattı ve çok tartışıldı ama şunu biliyoruz ki sözleşmeden tek taraflı çıkıldıktan sonra böyle çok sayıda karar alındı.
Kadın katillerini cesaretlendiren kararlardan bazılarını hatırlayalım: İstanbul’da yaşayan 27 yaşındaki Duygu Kadakal’ı öldüren Hakan Kadakal’ın yargılandığı dava 4 yıl sonra sonuçlandı. Katile önce "eşi kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Ardından sanığın duruşmadaki iyi hali gerekçesiyle takdiri indirim uygulanarak, ceza müebbet hapse indirildi. Konya’nın Karataş ilçesinde, hakkında uzaklaştırma kararı bulunan Bekir Erkol, üç çocuğunun gözü önünde evli olduğu Tuba Erkol’u 46 yerinden bıçaklayarak öldürdü. Katile önce “eşi kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Ardından suçu “haksız tahrik” altında işlediği ve duruşmadaki “iyi hali” gerekçesiyle ceza 18 yıl 4 aya indirildi. Mahkeme heyetinin açıkladığı gerekçeli karara göre, katliam canavarca hisle gerçekleştirilmemiş! Demek ki 46 bıçak darbesi canavarca his için yeterli değilmiş. Acaba katilin indirim almaması için daha ne kadar canavarca davranması gerekiyordu? Eskişehir'de, 23 kez suç duyurusunda bulunmasına rağmen boşandığı Yalçın Özalpay tarafından öldürülen Ayşe Tuba Arslan davasında önce ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası verildi. Daha sonra cinayetin "haksız tahrik" altında işlendiğine hükmedilerek, ceza 24 yıla indirildi. Haksız tahrik indiriminin gerekçesi ne miydi? Ayşe Tuba Arslan'ın telefonuna gelen "canım" mesajı…Kocaeli'nin Körfez ilçesinde yaşayan Rabia Buse Şeker, yedi yıldır evli olduğu Burhan Şeker tarafından bıçaklandı. Gerekçe çok tanıdık. Erkek aldatıldığını düşünmüş… Rabia Buse Şeker, uzun bir tedavinin ardından yaşama tutundu. Caniye önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Ardından eylemin teşebbüs aşamasında kalması nedeniyle ceza 15 yıla indirildi. Bu cezayı da çok bulan mahkeme heyeti bir de “haksız tahrik” indirimi uyguladı ve cezayı 11 yıl 3 aya düşürdü. Burdur'un Bucak ilçesinde, 17 yaşındaki Gizem Canbulut vahşice öldürüldü. Cinayetten iki gün önce katil Eren Yıldız, arkadaşına “Gizem’i öldürsem kaç yıl yatarım?” diye mesaj attı. Mahkemede, “Cezalandırılmak istiyorum” diyen katile önce ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası verildi. Ardından “haksız tahrik” ve “iyi hal” indirimleri uygulanarak ceza 20 yıla düşürüldü. Bekir Akbulut, evli olduğu Dilek Akbulut’u ve çalıştığı işyerinin sahibini aralarında ilişki olduğunu düşündüğü için öldürdü. Mahkeme heyeti, katilin tahrik altında eşini ve onun patronunu öldürdüğü gerekçesiyle katile sadece 36 yıl hapis cezası verdi. Kayseri’de boşanma aşamasında olduğu Sinem Karadeniz'i bıçaklayarak ağır yaralayan Ali Karadeniz hakkında önce 15 yıl hapis cezası istendi. Bu olaydan 10 gün önce “reşit olmayanla cinsel ilişki’ suçundan tahliye edilen caniye “haksız tahrik” indirimi uygulandı. Cezası 11 yıl 3 aya düşürüldü. Muğla'nın Menteşe ilçesinde, Lütfü Safa Berberoğlu boşanma aşamasında olduğu Sedef Berberoğlu’nu ve aynı araçta gördüğü 18 yaşındaki Abdullah Tekin’i öldürdü. Katil hakkında iki kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı. Sonra iki kez “tahrik indirimi” uygulandı. Neden mi? Sedef, boşanma aşamasında olup ayrı yaşadığı için Türk Medeni Kanunu'nun eşlere yüklediği sadakat yükümlülüğünü ihlal etmiş! Sedef’in bir erkekle aynı arabada ne işi varmış? Bu gerekçelerle katilin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası 22 yıla indirildi. Kayseri'nin Talas ilçesinde, kızı Şahinder Karakulak'ı öldüren Basri Karakulak’ın yargılandığı davada, mahkeme heyeti katile önce ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası verdi. Daha sonra 'tahrik' indirimi uygulanarak ceza 24 yıla indirildi. Bu da yetmedi; 'iyi hal' indirimi ile ceza 20 yıla düşürüldü. Ankara’da yaşayan İbrahim Köksal, evli olduğu Sibel Köksal'ı kendisini aldattığı bahanesiyle hunharca öldürdü. Katile önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Ardından "haksız tahrik” indirimi uygulandı ve cezası 24 yıla düşürüldü. Tokat’ın Zile ilçesinde yaşayan Murat Alper, boşanma aşamasında olduğu 32 yaşındaki Kadriye Alper’i öldürüp gömdü. Sonra da hiçbir şey olmamış gibi polise kayıp başvurusunda bulundu. Cinayetin açığa çıkması üzerine önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Katil, aldatıldığını öne sürdü. Ardından “haksız tahrik” indirimiyle ceza 20 yıla düşürüldü. Bununla da yetinmeyen mahkeme heyeti, katilin duruşmalardaki “iyi halini” dikkate alarak cezayı 16 yıl 8 aya düşürdü. Konya'nın Meram ilçesinde kanser hastası olan 70 yaşındaki Sevil Şimşek’i öldüren Turgut Şimşek hakkında "eşi kasten öldürme" suçundan dava açıldı. Mahkeme heyeti, savunmasında “eşimin bıçakla beni öldüreceğini düşünerek daha önceden yastığın altına sakladığım silahı aldım. Üzerime doğru gelince bir anda tetiğe bastım” diyen katile önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Daha sonra üst sınırdan "haksız tahrik" indirimi uygulanarak, ceza 15 yıla indirildi.
Konya'nın Çumra ilçesinde, 6 buçuk aylık hamile Sadife Yüzer’i öldüren Ali Rıza Yüzer hakkında önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Daha sonra ağır yaraladığı kadının yarasına tampon uyguladığı gerekçesiyle “iyi hal” indirimi uygulandı. Heyet bununla da yetinmedi, “haksız tahrik” indirimi uyguladı ve ceza 23 yıla indirildi. Katillerin iyi hal ve haksız tahrik indirimi ile ödüllendirildiği bu davaların tümü İstanbul Sözleşmesi fesih edildikten sonra sonuçlandı. Tam da bu nedenle İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz, vazgeçmeyeceğiz.
"BU SEÇİM, YAŞAM HAKKIMIZI GASP EDEN TEK ADAMA BİR YANIT OLMALIDIR"
Açıklamasında “AKP Hükumeti’nde kadınların payına düşen; yoksulluk, şiddet ve ölümdür” ifadelerini de kullanan Sunu, “Biz bu çarkı tersine çevirmeye kararlıyız. Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak il il, ilçe ilçe, mahalle mahalle örgütlenme çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Önümüzdeki seçimlerin biz kadınlar için hayati öneme sahip olduğunu çok iyi biliyoruz. Buradan herkese çağrı yapıyoruz: Bize katılın! Bu seçim, yaşam hakkımızı gasp eden tek adama bir yanıt olmalıdır. Yaşam hakkınızın tek adamın iki dudağı arasına sıkışmamasını istiyorsanız; bize katılın. Yoksulluk ve yoksunluğun derinleşmesi yerine sosyal devletin size kol kanat germesini istiyorsanız; bize katılın. Torpillilerin saltanatı yerine liyakatli kadrolar istiyorsanız; bize katılın. Saray iktidarı yerine millet iktidarı istiyorsanız; bize katılın. Sevgili kız kardeşlerim, İlk seçimlerden sonra; kâbus bitecek; özgürlük gelecek, kâbus bitecek; huzur gelecek, kâbus bitecek; demokrasi gelecek, kâbus bitecek; adalet gelecek, kâbus bitecek; eşitlik gelecek!” dedi.