Ülkemizde spor deyince çoğu insanın aklına hemen futbol geliyor. Ben de yıllarca futbol oynadım ama spor futboldan ibaret değildir bunu unutmamalı. Spor sadece fit bir vücuda sahip olmak ya da sağlıklı yaşamak da değildir. Tabii ki bu sağlıklı yaşam çok önemli ve sporun insana kattığı en güzel şeylerden biri ama ben biraz daha alt yaşlara inip sporun sosyal hayata faydasına değinmek istiyorum.


Başlıkta da yazdığım gibi çocuklarımızı spora, spor yapmaya teşvik edelim. Onlar sokaklarda oynasınlar, bu en doğal hakları ama özellikle ilk okula başladığı zamandan sonra onları spora yazdırmakta çok büyük fayda var. Oğlumuzun ya da kızımızın yeteneği hangi daldaysa, futbolsa futbola, basketse basketbola, cimnastik olur, yüzme olur, hentbol olur. okçuluk olur, atletizm olur… Daha sayamadığım birçok spordan hangisine yatkınsa oraya göndermekte fayda var.


Şunu düşünmekte çok büyük yanlış! Benim çocuğum ileride çok büyük bir sporcu olacak, paralar kazanacak. Bu genelde annelerin değil de babaların düşündüğü bir şeydir. Anneler oğlum gitsin, temiz arkadaşlar edinsin, yaşadıkları çevreden farklı yerler görsün küçük yaşta sosyal hayata alışsın diye düşünür. İşte tam da gelmek istediğim nokta bu. Çok küçük yaşlarda büyük hedefler koymayalım çocuklara. Her aile ister, istemez mi oğlu büyük bir sporcu olsun madalyalar, kupalar, paralar kazansın, televizyonlara çıksın ama bu, çok az insana nasip olur. Ama, erken yaşta spora başlayıp sağlıklı yaşamın yanı sıra kaliteli arkadaşlıklar dostluklar edinen insan, ileride ünlü bir sporcu olmasa da hayatında güzel insanların yer almasıyla son derece mutlu olur.


Ben çok küçük yaşta spora başladım. Yıllarca birçok takımda futbol oynadım. Ve o kadar güzel arkadaşlıklar kurdum, o kadar farklı insanlar tanıdım ki… Hala benim çevremde bir sürü temiz arkadaşım varsa gönül rahatlığıyla bunu küçük yaşta spora başlayıp yeni insanlar tanımaya borçluyum diyebilirim. Onları oralarda görmek bile insana mutluluk veriyor. Eski günleri anıyorsun. Hiç bir şey olmasan bile zamanında edindiğin güzel arkadaşlıklar yanına kâr kalıyor. Sağlıklı yaşam da cabası…


İşleri yolunda gitmeyip camiadan ayrılarak başka işlerle uğraşmaya başlayanlar da oldu ama hepsi temiz birer insan oldular. İnsanlığı daha temelden öğrendiler çünkü. Şimdi birçok spor kurumunda sadece çocuklara antrenman yapıp gönderilmiyor da. İyi birey olmak da çocuklara aşılanıyor. Nasıl oturup nasıl kalkacağı, nerede nasıl davranacağına dair bir sürü ders veriliyor. Amaç işte burada belli oluyor. Bu adam sporcu olacak, sporculuğunun yanı sıra temiz bir insan olup çevresine örnek olacak. İşler yolunda gitmez de başka alanlara kayarsa da buradan öğrendiği güzel şeyler yanına kâr kalacak.


Demem o ki… Lafı çok uzatmadan tekrar vermek istediğim mesaja gelirsem… Çocuklarımızın temiz birer çevre, ömürleri boyunca devam edecek güzel arkadaşlıklar edinmesini istiyorsanız dalı ne olursa olsun onu sporla buluşturun.


Şimdi teknoloji iyice gelişti, çocuklar daha konuşmayı öğrenmeden ellerine laptoplar, tabletler veriliyor. Bu bilinçsiz velilerden olmayın. Bilgisayar başında önemli işler haricinde zaman geçirilebilir tabii ki ama buna bir sınır konmalı. Çocuklar kendilerini sosyal hayattan alıkoyan ve koltuğa bağımlı yapan bu illetten kurtarılıp hayatla tanıştırılmalı.


Hangi tür sporlar diye soracak olursanız, ben kendimden yola çıkarak takım sporları derim. Takım sporlarında yardımlaşma, fedekarlık, dostluk duyguları daha çok gelişiyor. Beraber ağlayıp beraber güldüğün insanları daha küçük yaşlarda bulmak çok önemli. Ama takım sporları şart değil tabii ki. Bireysel sporların da adı bireysel ama yine temiz bir çevrede rakiplerle dost olmayı kendi hocalarınla arkadaş olmayı öğreniyorsun.


Emin olun, çocuklarınızı küçük yaşta spora göndermenin faydasını fazlasıyla göreceksiniz. Bırakın, düşüp kalksın, ağlasın, gülsünler. Her ne olursa olsun kazanan onlar, gururlanan sizler olacaksınız.