BAŞARILI olduğunuz işlerde herkesin sizi alkışlamasını beklemeyin.
Zira bazı eller ve diller o sırada sizin kuyunuzu kazmakla meşguldürler.
Başarı sizi sevmeyen insanlar tarafından hasetlik, fesatlık ve kıskançlık gibi kötü hasletleri doğurur.
Sizin başarınızı kabullenemeyenler, sizi yok saymaya ve sizin adınızı silmeye uğraşırlar.
Bunu başaramayacaklarını anlayınca da karalamaya başlarlar. Onlar yok saydıkça siz var olacaksınız.
Kendinde bulunmayan vasıfların sizde olması bazı insanları rahatsız eder.
Benim yapamadığımı o nasıl yapar, oda yapmasın düşüncesi hâkim olur.
Sizi sever gibi görünürler ama aslında hiç sevmezler. Sürekli yanınızda olmaya çalışırlar.
Ne demişler ''dostunu yakın tut, düşmanını daha yakın'' zaten insanı en çok yaralayanda dost sandıkları ve güvendikleri insanlardan gelen öldürücü darbeler değil midir?
Bir düşmanı affetmek, bir dostu affetmekten daha kolaydır diyor; Che Guevara
İnsanların kalbini bile isteye yormayın, kalbi yorgun olanın dili keskin olur.
Ya kalbi yorgunun yanında olmayın, yâda yanında olduğunuz kalbi yormayın!
Ha bir de şu var ki; siz sürekli kendinizi hatırlatarak birilerinin hayatında oluyorsanız bence artık o hayatlardan çıkma zamanınız çoktan gelmişte geçiyor bile…
Gerek yok kalbinizi yoran kuru kalabalıklara, önceliği olmadığınız insanların, önceliğiniz olmasına izin vermediğiniz sürece mutlu olabilirsiniz.
Dostoyevski ne güzel özetlemiş; ''Kalp bir kez kırıldı mı, hiç kimseye aldırmaz ve hiçbir şeyi umursamaz. Belki mutluluğun sonu; ama huzurun başlangıcıdır bu'' diyerek.
Aslında ara sıra şöyle bir kenara çekilip insanları seyretmek, gözlemlemek ve bakmak lazım kim de ne kadarız, kim bizde ne kadar? diye…
Çünkü bizim için, bize özel olan bu hayat sadece kıymet bilenlerle yaşanınca güzel.
Kıymet bilmeyenlere harcanmayacak kadar da değerlidir.
Siz önce kendinizi sevmelisiniz, değer vermelisiniz.
Bu ego, kendini beğenmişlik boyutunda değil elbette ki…
Çünkü bir insan sevmeye ilk önce kendinden başlamalıdır, kendini seven insan tüm insanlığı sever…
Kendinle ne kadar barışıksan göreceğin değer o kadar fazla olur.
Hayata küsen, sürekli negatiflik saçan insanlar toplum tarafından sevilmezler. Kabul görmezler.
Ne sıkıntı yaşarsak yaşayalım, yüzümüzdeki  o tebessümümüzü kaybetmeden ve dik durup dikleşmeden kendimizden emin bir halde yaşamalıyız hayatımızı. 
Siz kendinize değer vermeyi öğrendiğinizde, sizi hak etmeyen insanları hayatınızdan çıkarmaya başlarsınız. Gereksiz kalabalıkların sizi yorduğunun farkına varırsınız.
Yaşamın bana verdiği iki ders; çevreni gittikçe daralt, gereksiz kalabalıkların seni üzmesine izin verme. Franz Kafka
Dünya denen bu misafirhanede, şuncacık huzurum, sükûnetim varsa ve hırsa kapılmıyorsam sebebi bu muhteşem ayettir...''Ne elinizden gidene, nede başınıza gelene üzülmeyin'' Ali-İmran/153
İnsan insanın yükünü hafifletmeli, yük olmamalıdır. İnsanları sevin, kinin öfkenin, nefretin ve kıskançlığın sonu hüsrandır… İnanın bana bu hayat sadece sevince güzel. O halde sev kardeşim!
Şu dünyadaki en zengin kişi, gönül fethedendir!
Şu dünyadaki en üstün kişi insanı sevendir!
Günün Sözü;
Hayat “bumerang” gibidir. Yaptığınız, söylediğiniz her şey dönüp dolaşıp yine size gelir. O yüzden, şu anda söylediğiniz ve yaptığınız şeylere dikkat edin. Çünkü onlar, geri size dönmek üzere yola çıktılar bile… (Alıntı)