Toplum olarak ruhsuzlaşmaya, canileşmeye, acımasız olmaya başladık.
Ne kimsenin acısını hissedebiliyor, ne mutluluğunu hazmedebiliyoruz.
İnsanların başarısında, üzüntüsünde yardım etmediğimiz, yanında olmadığımız gibi, onun kendi emeği, bilek gücü ile yaptığı tüm işlerine mani olmayı kendimize hak görüyoruz.
Yani anlayacağınız kimse, kimsenin bir adım öteye gitmesini istemiyor. Kıskançlık sarmış ruhumuzu…
Etrafımızda yaşanan olayların bize faydası varsa pür dikkat kesiliyoruz.
Faydası olmayan olaylara ise, aman, bana ne, demekten de hiç çekinmiyoruz.
Dünyamızı, menfaatimize göre şekillendiriyoruz!
Gözünün üzerinde, kaşın var deseler, kavga çıkarıyoruz.
Saldırgan, sabırsız, vicdansız, merhametsiz, duyarsız insanlar olduk.
Her türlü pisliği yapanlar, ahlaktan bahsediyor.
Gerçekten ahlakı dört dörtlük olanlar görmezden geliniyor.
İnsanların gözünün içine baka baka namussuzluk yapan, insanlara namus dersi veriyor, kendi ise maalesef bu kavramdan bir haber yaşıyor.
Namuslu ise hiçe sayılıyor…
Edepsiz edepsizliği ile göz boyuyorken, edeplinin yeri yurdu olmuyor.
Aleni bir şekilde saklamadan, gizlemeden, kimseye hissettirmeden saman altından sular yürütülüyor.
Erkek yapar, kadın elinin kiri deniliyor. Kadın basite alınıyor…
Kadın yapınca, kadın kuyruk sallamasa erkek bakmaz denilip, hemen yafta vuruluyor.
Namus her iki cins içinde aynı anlamı ifade etmiyor mu?
Erkeğe bir takım ayrıcalıklar var da ben mi bilmiyorum?
Örneğin; bir kadını tek başına iken gören erkek, amiyane bir tabir olacak, ama ağzının içine giriyorken!
Eşinin yanında görünce tanımamazlıktan geliyor. Ben böyle davranan erkeklerde direkt art niyet sezinlerim. Ki zaten öyledir de! Kendinden emin olan, her yerde aynı olur.
Kendi eşini kimselere göstermiyor. Elin namusu ile oynamayı marifet sayıyor.
Hırsız helalden bahsediyor. Yolsuz, dürüstlükten ahkam kesiyor!
İmam dini kullanıp, islamiyetten bahsedip, hiç korkmadan ah alıp, can yakabiliyor.
Vicdandan, merhametten bahsedip, methiyeler diziyor, kendisi bu kavramlarını torbaya koyuyor.
Kısacası dostlar bu zaman öyle bir zaman olmuş ki, ne gerçek Müslüman anlaşılıyor, ne dürüst insan hak ettiği gibi yaşıyor. Ne kadar karaktersiz olur ise insan o kadar da rağbet görüyor.
Benim bildiğim eskiden ahlaksız, karaktersiz insanlara itibar edilmez, yüzüne bakılmazdı.
Şimdilerde ise bu insanları en etkin görevlerde yer aldırılıyorlar.
Benim bu bozuk düzene ne aklım eriyor, ne yapılanları mantığım alıyor.
Cahit Zarifoğlu’nun ‘ben bu çağdan nefret ettim, etimle, kemiğimle nefret ettim’ dediği yerdeyim! Saygıyla…
Günün Sözü;
Bizim buralarda torpilin varsa karakterine, torpilin yoksa yeteneğine bakılmaz!
PÜR DİKKAT!
Selda AVCI
Yorumlar